"Partiler Üstü Dava"ya Partiler Üstü Heyet!

Başlık: 
"Partiler Üstü Dava"ya Partiler Üstü Heyet! 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında", s. 3 
Tarih: 
1958-01-15 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

"Partiler üstü dâva"ya partiler üstü heyet!

Bülent ECEVİT

DÜN bu köşede çıkan «Komünizmle mücadele imkânlarında daralma» başlıklı yazımızı, «D.P. iktidarının, gizli veya açık komünizme karşı başarılı mücadele imkânlarını kazanıp arttırabilmesi için, her şeyden önce, gerek rejim konusunda ki gerek iktisadî ve sosyal alanlardaki tutumunu yeni baştan gözden geçirmesi gerekir» diye bitirmiştik.

Demokrat Parti iktidarı, hele rejim konusundaki tutumunu yeni baştan gözden geçirip değiştirmeğe razı olmadıkça, gene dün yazdığımız gibi, «bu iktidarın komünizmle mücadele gayretlerine, millî menfaatleri koruma kaygısından daha başka maksatların da hâkim olmağa başlayıp başlamadığını düşünenler» ister istemez çoğalacak, o yüzden de iktidar bu mücadelede halktan gereken ilgi ve desteği göremez duruma, düşecektir.

Demokrat Parti İktidarının, gizli veya açık komünizmle mücadele konusunda yapmakta, olduğu edebiyatı bugünkü haliyle ciddiye almak, aklı başında hiç bir yurttaş için mümkün olmasa gerektir. Tersine, bu edebiyat, Demokrat Partinin demokrasiyi sona erdirmek üzere başvurduğu tedbirleri Türk halkına ve Batı dünyasına mazur gösterebilmek için komünist tehlikesini intismar etmekten, yani ateşle oynamaktan bile geri kalmadığına delildir.

«Gizli komünistlikle mücadele» meselesinin son hükümet programında belirtiliş sırası bile bu bakımdan dikkate değer. Başbakan, hükümet porgramında, ancak, icranın Büyük Millet Meclisine üstünlüğü tezini savunup demokratik denetlemeye hücum ettikten, «mânevi asayiş» ihtiyacına temas ederek, «hürriyet nizamının zararını mucip hâdiselerin ve edinilen tecrübelerin mevzuat ve tatbikat bakımından lüzumlu kıldığı değişiklikleri Yüksek Meclise arz ve teklif etmeyi bir vazife sayacağız» dedikten ve basının büsbütün baskı altına alınacağını belirtip, «hürriyetlerin suistimal» edildiğini ileri sürdükten sonradır ki sözü «gizli komünistlikle mücadele» konusuna getirmiş ve muhalefeti, hasmı sindirip susturmak için bu mücadelenin bir bahane, bir vesile olarak kullanılacağını belli etmekten kaçınmamıştır.

Başbakanın sözlerinden bu anlamı çıkarmakta tereddüt etmiş aşırı iyimser kimseler bile, kısa zamanda «gizli komünizmle mücadele meselesinin içyüzünü anlamış olsalar gerektir.

Eğer Türk halkının adalet anlayışı karşısında en ağır hükmü giymiş, seçilmemesi için karma listeler düzenlenmiş bir eski Adalet Bakanı, gizli komünistlikle mücadelede belki, en önemli rolü oynayacak bir güvenlik teşkilatının başına getirildikten sonra da hükümet programındaki «gizli komünistlikle mücadele» bahsine müsbet bir anlam verenler kalmışsa, onlar da, iktidar sözcüsü «Zafer» gazetesinin bu konudaki yazılarından sonra aymış olmalıdırlar.

«Zafer» gazetesinin başyazılarına ve «gizli komünizm» tariflerine göre, komünist olmadan veya komünizme hizmet etmeden D.P. iktidarını tenkid edebilmek mümkün değildir. Hattâ Demokrat Partiden istifa etmek bile, bir insanın «gizli komünist» olabileceğine işarettir!

«Zafer» in bu yoldaki akıllara durgunluk veren saçmaları üzerine, D.P. nin «gizli komünistlikle mücadele» edebiyatı artık kolay kolay ciddiye alınamaz.

Oysa gerçekten ortada «gizli komünizm» diye bir mesele vardır. Komünizmin gizlisiyle de açığıyla da mücadele etmek gerçekten lüzumludur. Onun için, D.P. iktidarı, davranışında, tutumunda, bu mücadeledeki samimiliğine yurttaşları inandırabilmek için gerekli değişiklikleri bir an önce yapmazsa memlekete çok büyük zararlar verebilir.

Başbakan yardımcısı, hükümet adına imzaladığı ve Hürriyet Partisinin bir tebliğine karşılık gazetelere yayınlattığı bir yazıda «komünizmle mücadele dâvası yüksek millî menfaatlerimizin ölçüsünde ve partilerüstü bir seviyede tutulması lâzım gelen bir dâvadır» demekte ve maksadın «partilerarası münasebetleri de çığırından çıkararak mânevi asayişi, huzur ve sükûnu bozan faaliyetleri önlemek» olduğunu belirtmektedir.

Bu durumda hükümet acaba, «komünizmle mücadele dâvası» nı gerçekten «partilerüstü bir seviyede» tuttuğuna bunu, «muhalefeti sindirme taktiği» şeklinde göstermenin «yersiz ve çirkin bir isnat» tan ibaret olduğuna inandırıcı bir delil olarak, muhalefet temsilcilerini de içine alan bir heyet teşkilini, öylelikle, hem «yüksek millî menfaatlerimizi» hem de «partilerarası münasebetleri» ilgilendiren bu dâvada muhalefetin de kendisine bilfiil yardımcı olabilmesi için imkân ve zemin hazırlamayı düşünmez mi?

Üstelik böyle bir hareket belki, çığırından çıktığı ileri sürülen «partilerarası münasebetler»i düzeltme yolunda da hayırlı bir adım olabilir. 

Dosyalar

1958.01.15.jpg
1958.01.15_B.jpg
1958.01.15_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“"Partiler Üstü Dava"ya Partiler Üstü Heyet!,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 19 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/947 ulaşıldı.