Küçülen İtalya'nın Büyüklüğü

Başlık: 
Küçülen İtalya'nın Büyüklüğü 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında", s. 2 
Tarih: 
1957-11-13 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/36 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

Küçülen italya'nın büyüklüğü

Bülent ECEVİT

BÜYÜK bir ulusun Devlet Başkanı aramızda, İtalyanlar ne kadar büyük bir ulus olduklarını, ancak, yakın geçmişteki hayallerine nisbetle vasat bir devlet durumunu benimsedikten sonra isbat ettiler. Kendi acı tecrübelerinin sonucuyla bütün dünyaya bir kere daha göstermiş oldular ki, bir ulus için büyüklük, sınırlarının genişliği, egemenliği altındaki yabancı toprakların çokluğu ile ölçülemez. Tersine, bugünün küçük İtalyası, Mussolini'nin, kısmen gerçekleştirir gibi olduğu büyük İtalya hayalinden çok daha fazla sevilip sayılan, sözü geçen bir ülkedir.

Mussolini basit bir adamdı. Onun için, kendisinin büyüklük anlayışı da basitti. Sanmıştı ki, ulusuna eski Roma İmparatorluğunun büyüklüğünü sağlamak, ancak eski Roma İmparatorluğunun topraklarını yeniden Roma'ya bağlamakla olabilir!

Oysa eski Roma'nın, bugünkü insanlık ölçüleriyle büyüklüğü, İmparatorluğunun genişliğinden çok, Batı uygarlığına kazandırdığı hukuk anlayışından ileri gelmekte idi.

Batının kültür ve sanat hayatına en büyük ve kalıcı hizmetlerini ise, İtalyanlar, yarı dünyaya hükmeden büyük bir İmparatorluğun başında bulundukları bir çağda değil, tersine, küçük birer il büyüklüğünde devletlere, dükalıklara bölünmüş bulundukları bir çağda, Rönesans çağında yapmışlardı.

Mussolini büyüklük anlayışı uğrunda isteksizce sürüklendikleri maceralarsa, İtalyanları, ancak, tarih boyunca Batı uygarlığına, Batı kültür ve sanatına kattıkları değerlerden bir müddet için kendilerini yoksun kalmak durumunda bırakmıştır.

İkinci Dünya Harbi sonundaki yenilgileri, İtalyanlar için, Mussollini gibi basit bir adamın ölçüleriyle bir felâket olmuş sayılablirse de, bizzat İtalyan ulusunun tarih boyunca Batı uygarlığına ve kültürüne kazandırdığı değer ölçüleriyle, bir yeniden uyanış, bir yeniden doğuş, bir «Rönesans» vesilesi olmuştur.

Dünya üzerinde, sömürgeci bir ulus olarak kazanamadıkları itibarı, İtalyanlar, İkinci Dünya Harbinden sonra, bütün sömürgecilik hayallerini bırakmak, ve sömürgeciliğin ulusal karakterleri, davranışları üzerinde hiç bir iz bırakmadığını göstermekle kazanmışlardır. Bu bakımdan harp sonrası İtalyası, kendilerini hâlâ sömürgeci devlet niteliklerinden kurtarmakta zorluk çeken bazı Batı devletlerine örnek olabilir.

Totaliter bir düzen içinde yürütemedikleri kalkınma hamlelerini, erişemedikleri refah ve rahatlığı, sağlıyamadıkları iktisadî güvenliği de, İtalyanlar, harp sonrasında, sömürgelerin bütün imkân ve kaynaklarından yoksun kaldıkları halde, demokratik bir düzenle, çok kısa bir zaman içinde gerçekleştirebilmişlerdir. Bu bakımdan da, harp sonrası İtalyası, iktisadî kalkınmanın ancak kişi hürriyetinden fedakârlıklarla, hukuk düzeninden, demokrasiden uzaklaşmakla başarılabileceğini sananlara, çok yararlı bir ders yerine geçebilir.

İtalyanlar Faşizmden kurtulduktan ve kendi ulusal tarihlerinin Batı uygarlığına kazandırdığı büyüklük ölçülerini yeniden benimsedikten sonra hürriyet ve demokrasiye öylesine bağlanabilmiş, öyle kolaylıkla intibak edebilmişlerdir ki, hürriyet düşmanı akımlara bile siyaset alanında en geniş hürriyeti tanımakta bir sakınca görmemişlerdir. Bu da, hürriyeti korumak kaygısı veya bahanesiyle hürriyeti kısmak isteyenlere verilmiş çok yerinde bir cevap sayılabilir.

İtalya, İkinci Dünya Harbinden sonra bir memleket olarak küçülmüştür ama, İtalyanların bir ulus olarak büyüklüğü, ancak o sahte büyüklük hayalleri yıkılınca, bütün parlaklığı ile yeniden ortaya çıkabilmiştir.

Aramızda bulunan İtalya Cumhurbaşkanını, İkinci Dünya Harbinden sonra insanlığa en yararlı örnek ve derslerden bazısını vermiş bir büyük ve dost ulusun değerli temsilcisi olarak selâmlarız. 

Dosyalar

1957.11.13.jpg
1957.11.13_B.jpg
1957.11.13_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Küçülen İtalya'nın Büyüklüğü,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 16 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/917 ulaşıldı.