"Promete Zincirde"

Başlık: 
"Promete Zincirde" 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1956-07-30 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/32 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

"Promete zincirde"

Tarih boyunca her kim insanlığa ışık tutmak, hürriyet vermek, yol göstermek istemişse, Promete'nin çektiği acıları çekmiştir. Fakat insanlığa ışık tuttuğu için Zeüs'ü gazaba getiren bu «ileri fikirli» tanrının dünyada yaktığı ateş hâla yanmaktadır. O ateşi yanar tutmak uğrunda Promete gibi zincire vurulmayı, eziyet çekmeyi göze alanlar, dünyanın hiç bir yerinde, hiç bir zaman eksik olmamış, ve sonunda zafer daima bu «Promete» lerin olmuştur.

Hürriyet savaşı yapan, zulme ve baskıya karşı koyan herkes biraz Promete'dir.

Eskilus'un «Promete Zincirde» adlı piyesinde, Promete zincire vurulacağı zaman, Zeüs'ün temsilcisi «Erk» (iktidar) onu şöyle suçlandırır:

«Bilgeliğin ateşinden çalıp ölümlülere sundu,
Bu günahın cezasını çekmelidir;
İnsanlara dostluğu bırakıp
Zeüs'ün boyunduruğuna girmelidir».

İstemeye istemeye Promete'yi zincire vuran Hefaistos da der ki,

«Nice inleyip sızlanacaksın boşuna,
Dualarla aklım çelemezsin Zeüs'ün.
Erki yeni olanın yüreği sert olur».

Bir yanda da koro.

«Olimpus'da şimdi yeni önderlerin günüdür,
Yeni kanunlarla Zeüs zulmünü yürütür».

diye acı acı söyleşir.

Promete efsannesini çağımızın bazı diktatörlüklerine uygularsak, Promete'nin iyi niyetle, insanlara yararlı olacağı umudu ile iktidara getirdiği Zeüs'ü, demokrasiye ve hürriyete inanmış bir insan gibi görünerek başa geçtikten sonra bir istibdat idaresi kuran kurnaz ve zalim politikacılara; ona yardım ettiği için pişmanlık duyan Promete'yi de, idealist aydınlara, meselâ hürriyet savaşı yapan gazetecilere benzetebiliriz. Tıpkı Promete gibi onlar da, bir toplumda, «görmeyen gözleri» görür, «duymayan kulakları» duyar yapmağa çalışan insanlardır.

Ve gene Promete gibi onlar da, aldatıldıklarını anladıktan, iş işten geçip zincire vuruldukton sonra,

«Bendim onu başa geçiren.
Görün şimdi nasıl ödüyor bana borcunu;
Gerçek dostlarına inanmamak
Tiranların eski derdidir»,

diye dert yanarlar. İnsanlığın dostu, hürriyetin koruyucusu gibi görünüp te başa geçtikten sonra diktatörlük kuran tiranları, tıpkı Promete'nin Zeüs'ü yerdiği gibi, onlar da,

«Başa geçer geçmez yaptığı
Çevresini nimetlere boğup
Tahtını sağlamlaştırmak oldu,
Düşünmez oldu insanların derdini»,

diye yermek zorunda kalırlar.

Fakat Promete, Zeüs'ün ergeç iktidardan düşüp felâkete sürükleneceğini, ayaklarına kapanıp tekrar kendisinden yardım dileneceğini bilmektedir. Bu, Zeüs'ün, ve Zeüs gibi, «Başa geçer geçmez çevresini nimetlere boğup tahtını sağlamlaştıran... İnsanların dertlerini düşünmez olan... Yeni kanunlarla zulmünü yürüten» bütün diktatörlerin alınyazısıdır.

«Yoktur bu alınyazısından kurtuluş»...

Zeüs'ün nasıl olup ta iktidardan düşeceğini soranlar, Promete'den şu cevabı alırlar:

«Bu sırrı açıklamanın henüz vakti gelmedi...
... Benim zincirlerimi bu sır kıracak,
Bu sır dindirecektir acılarımı».

Kendisini dinleyenler, umutsuz, sorarlar,

«Kim düşürebilir Zeüs'ü iktidardan, kimin elleri?..»

Zincirler içinde kıvranan Promete, kendinden emin, bu soruyu da şöyle cevaplandırır:

«Kendisi, ve kendi ahmakça emelleri»...

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1956.07.30.jpg
1956.07.30_B.jpg
1956.07.30_B.txt

Koleksiyon

Etiketler

Alıntı

“"Promete Zincirde",” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/661 ulaşıldı.