Kendi İtibarını Kıran İktidar

Başlık: 
Kendi İtibarını Kıran İktidar 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1956-06-06 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/31 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

Kendi itibarını kıran iktidar

«Devletin veya hükümetin hariçteki itibar veya nüfuzunu kıracak şekilde asılsız, mübalâğalı veya maksadı mahsusa müstenit haber, havadis veya malûmatı yabancı memleketlerde neşrettirenler veya bilerek neşrine sebebiyet verenler 1 seneden 3 seneye kadar ağır hapis ve 10 bin liradan aşağı olmamak üzere ağır para cezası ile cezalandırılırlar.»

Dünkü «Demirperde gerisini geride bırakıyoruz» başlıklı yazımızda da belirttiğimiz gibi, 6334 sayılı kanuna eklenmek istenen bu fıkra, yabancı gazete, dergi ve ajansların Türkiye'deki temsilcilerini hedef tutmaktadır; böyle bir «maksadı mahsusa müstenit»tir (x).

Türkiye'de basınla ilgili bir kanuna böyle bir fıkra konulduğu, hiç şüphesiz, memlleketimizdeki yabancı basın temsilcileri tarafından, bağlı bulundukları gazete, dergi veya ajanslara bildirilecek, ve böylece yabancı memleketlerde neşrettirilecektir. Bu durumda, haberi «neşrettirenler», memleketimizdeki yabancı basın temsilcileri, haberin «bilerek neşrine sebebiyet verenler» ise, böyle bir hükmü basınla ilgili bir kanuna koyduran Demokrat Parti iktidarı ile onun hükümeti olacaktır.

Dünyada, hele Demokrasi dünyasında, bir «devletin veya hükümetin hariçteki itibar veya nüfuzunu kıracak» bundan daha ağır ve çirkin bir haberi, biz şahsen tasavvur edebilmekten âciziz.

Eğer Cumhuriyet Baş Savcılığı, böyle bir haber yabancı memleketlerde neşredilir edilmez, buna «bilerek sebebiyet veren» Demokrat Parti iktidarı ile onun hükümeti hakkında takibata geçmezse, ya görevini yapmaktan kaçınmış, ya da devlet ve hükümetin hariçteki itibarı hakkında lüzumundan fazla geniş görüşlülük, hattâ kayıtsızlık göstermiş olacaktır. Cumhuriyet Başsavcılığı böyle nazik bir konuda bir defa bu geniş görüşlülüğü, bu kayıtsızlığı gösterdikten sonra, artık hiç bir neşriyatı «devlet veya hükümetin hariçteki itibar ve ya nüfuzunu kıracak» mahiyette sayamayacaktır.

*

Bırakınız yabancı basın temsilcileriyle ilgili bu fıkrayı, 5680 ve 6334 sayılı kanunlarda yapılması istenen ve sadece Türk gazetecilerini ilgilendiren değişiklikler bile «devletin ve hükümetin hariçteki itibar ve nüfuzunu» bir daha kolay kolay tamir edilemiyecek şekilde kıracaktır.

Bu iddiamızı destekliyecek mahiyette yazılar, hiç şüphesiz, yakında yabancı gazete ve dergilerde çıkmağa başlar. Böyle yazılar çıkıp ta elimize geçtikçe, biz bunların tercümelerini ULUS'ta «nakil veya iktibas» edeceğiz.

Fakat 6334 sayılı kanuna eklenen başka bir fıkra, «kanunda yazılı cürümleri nakil veya iktibas edenler cürme mürettep ceza ile cezalandırılırlar» diyor.

Buna göre, Cumhuriyet savcılığı, ya bizim «nakil veya iktibas» edeceğimiz bu yazıları «devlet veya hükümetin hariçteki itibar ve nüfuzunu kıracak» mahiyette görmeyerek şayanı hayret bir geniş görüşlülük gösterecek, ya da «itibar ve nüfuz kıırıcı» mahiyette görerek hakkımızda takibata geçecektir.

Savcılık ikinci yolu seçip te hakkımızda takibata geçecek olursa, o zaman biz, basınla ilgili kanunlarda bu değişiklikleri yapanlar hakkında, yani Demokrat Parti iktidarı ile onun hükümeti hakkında da takibata geçilmesi için teşebbüste bulunacağız. Çünkü bu türlü bir «nakil veya iktibas»ın suç sayılabilmesi için, «nakil veya iktibas» edilen yazıların «yabancı memleketlerde neşrine sebebiyet» vermiş olmayı da suç saymak gerekecektir. Böyle bir suçun faili olarak ta, savcılık, karşısında, bu kanunları teklif ve kabul edilen hükümetle iktidarı bulacaktır.

*

«Devlet veya hükümetin hariçteki itibar ve nüfuzunu»n kırılması..

Eğer bunu önlemek, yerli ve yabancı basına gözdağı vermekle kaabil olsaydı, bütün Demirperde gerisi memleketlerinin bugüne kadar Batıda sonsuz bir «itibar ve nüfuz» kazanmış olmaları gerekirdi.

Memleketimizde bulunan bir yabancı muhabirin gazetesine yollayacağı herhangi bir haber «devlet veya hükümetin hariçteki itibar veya nüfuzunu kıracak» mahiyette olabilir. Fakat en «itibar ve nüfuz» kırıcı bir haber bile, böyle bir haberi neşredecek yabancı gazete muhabirinin memleketimizde ağır hapis ve para cezası ile cezalandırılması kadar «itibar ve nüfuz» kırıcı olamaz.

Üstelik kanuna böyle bir madde konulmakla, memleketimizde cereyan eden «itibar ve nüfuz» kırıcı hâdiselerin hariçte duyulması önlenmiş olamıyacağı gibi (Demirperde gerisinde cereyan edenler bile duyuluyor), duyulanlardan daha kötü hâdiselerin de cereyan ettiği intibaı uyandırılmış olacaktır. Çünkü yabancılar,

— Muhabirler üzerindeki baskı yüzünden biz ancak bu kadarını duyabiliyoruz, ya bir de duyamadıklarımız?.. diye düşüneceklerdir.

*

Kısacası, ne yönden bakılırsa bakılsın, bu kanun tasarılarını hazırlayıp kabul edenler, «devlet ve hükümetin hariçteki itibar ve nüfuzunu kıracak» en ağır bir hareketin faili olarak, karşılarında, kendi kendilerini bulacaklardır.

Bülent ECEVİT

(X) — «Maksadı mahsus» hep bizlerde olacak değil a! 

Dosyalar

1956.06.06.jpg
1956.06.06_B.jpg
1956.06.06_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Kendi İtibarını Kıran İktidar,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 29 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/631 ulaşıldı.