Dördüncü Kuvvetin Sırrı

Başlık: 
Dördüncü Kuvvetin Sırrı 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" s. 3 
Tarih: 
1956-03-12 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/30 
Metin: 
Günün IŞIĞINDA

Dördüncü kuvvetin sırrı

«Dört beş muhterem gazete sahibi, 25 milyon vatandaşın, hattâ büyük siyasi partilerin mahrum bulundukları maddî imkândan istifade edip vaktile modern ve büyük matbaalar kurmuş olmanın rüçhanına güvenerek Büyük Millet Meclisinin rağmına ve halkımızın arzusu hilâfına hükümetler ve hattâ iktidarlar ve rejimler değiştirmek hevesile hareket etmektedirler.»

Başbakan Adnan Menderes'in 8 Mart 1956 günü İzmir'de söylediği bu sözlerde, gerçek görevlerini ve sorumluluğunu kavramağa başlamış bir bağımsız basının kuvveti karşısında safiyane bir uyanış sezip te sevinmemek elde değildir.

Başbakan'un yukarıya aldığımız sözleri, bu gecikmiş uyanışın ilk şaşkınlığı içinde pek menfi bir ifade tarzına bürünmüş olmakla beraber, «dördüncü kuvvet»in özlü bir izahı da sayılabilir.

Neden Batı'nın demokrasiyi benimsemiş ülkelerinde, teşri kaza icra kuvvetlerinin yanısıra, dördüncü bir kuvvet olarak ta basının adı geçer?

Bay Adnan Menderes günün birinde kendi kendine böyle bir soru soracak olursa, belki en özlü cevabı, yukarıya aldığımız kendi sözlerini biraz deşmekle bulabilir.

«25 milyon vatandaşın hattâ büyük partilerin mahrum bulundukları maddî imkânı» acaba o «dört beş gazete»ye kim sağlamıştır.? Bugünkü Demokrat Parti İktidarının bazı gazeteleri «kalkındırmak» için vatandaş hesabından resmî ilân parası diye harcadığı milyonlarca lira bir yana bırakılacak olursa, bu «maddî imkânı» o gazetelere, onları okuyan, okumak için satın alan, okunduğunu bildiği için de ilânlarile destekliyen vatandaşlar sağlamıştır.

Eğer o gazetelerden bir kısmı zaman zaman vatandaşların dinî duyularını istimsar ederek satış arttırabilmişlerse, bundan en başta vatandaşlar sorumludur. Eğer bir kısmı, satış arttıırabilmek için, din baskısı altında fazlasile kapalı kalmış olan bazı tabii duyguları istismar etmişlerse (her iki istismar şekline de çokluk, ayni gazetenin ayni sayfasında rastlanır), bundan da vatandaş sorumludur.

Eğer görev duygusu daha yüksek bazı gazeteler sırf iktidarı tenkid ederek satışlarını arttırmışlarsa, bu da ancak vatandaşların, hiç değilse okur-yazar vatanadşların, iktidardan hoşnut olmadıklarını gösterir. Bazı gazeteler hücumlarını, «bütün hüzmeleri pertavasızın bir noktasında teksif edip yakma misali» (Başbakan'ın İzmir söylevinden). Bay Adnan Menderes üzerinde toplamakla satış arttırabilmişlerse, bu da gene hiç değilse okur-yazar vatandaşların Başbakan olarak Bay Adnan Menderes'ten ne kadar hoşnutsuz, ne kadar, şikâyetçi bulunduklarına işarettir.

Kısacası, o «dört beş muhterem gazete sahibi»ne «25 milyon vatandaşın mahrum bulundukları maddi imkanı» sağlıyan, bizzat o» 25 milyon vatandaş»tır. Bu 25 milyon vatandaştan okur-yazar bir azınlık, bile bile, yani kendi cebinden gün de en az 15 kuruş vere vere, bazı bağımsız gazetelere bu maddî imkânları sağlamıştır. Okuma-yazma bilen veya bilmeyen, vergi mükellefi bir çoğunluk ise, vergi diye devlete ödediği paralar bazı gazetelere Hükümeti övme yahut ta susma payı olarak ödenmek suretile, onlara, belki farkında olmadan, «büyük ve modern matbaalar» kurmak için gerekli «maddî imkânı» sağlamıştır.

İşte, o veya bu yoldan sağlanmış «maddî imkân»larladır ki bugün bağımsız gazeteler kendilerinde «Hükümetler ve hattâ iktidarlar» değiştirmek için gerekli kuvveti, yani Batı demokrasilerinin teşri, kaza ve icra kuvvetlerile yanyana saydıkları «dördüncü kuvvet»i bulabilmektediir.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1956.03.12.jpg
1956.03.12_B.jpg
1956.03.12_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Dördüncü Kuvvetin Sırrı,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 29 Mart 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/562 ulaşıldı.