Skandal Çıkamayan Memleket

Başlık: 
Skandal Çıkamayan Memleket 
Kaynak: 
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" ss. 3, 4 
Tarih: 
1954-08-15 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA:

Skandal çıkamıyan memleket

Eğer bir memlekette skandal çıkamıyorsa o memlekette demokrasi yoktur. İçinde su olan kuyu, taş atılınca ses verir.

Skandal — kelimenin kulağa kötü geldiğine bakmayın — bir memlekette toplum şuurunun varlığına ve demokrasi sisteminin işlediğine delildir.

Yolsuzluklar, kanunsuzluklar ve ahlâk dışı hareketler, yahut da böyle hareketler yapıldığına dair söylentiler, bir memlekette yankı uyandıramıyorsa, nüfuzlu kimseleri o memlekette böyle hareketler yapmaktan alıkoyacak kendi vicdanlarından başka, hiçbir kuvvet yok demektir.

Basın Kanunu’nda. hususî hayatlardan ve şahsî işlerden bahsedilmesini önlemek ve gazetecilerin elinden isbat hakkını almak için yapılan son değişikliklerin tek gayesi, Türkiye’yi skandal çıkamıyacak bir memleket hâline getirmekti. Şimdi bu kanunla Türkiye öyle bir kuyu oldu ki içine istediğiniz taşı atın, kulağınıza hiçbir ses gelmiyecektir.

Galiba bir yıl oluyor, güvenilir bir Amerikan gazetesinde, Türkiye’deki esrar kaçakçılığı işlerinde bazı milletvekillerinin de ilgisi olduğuna dair bir haber çıkmıştı. Bu haber o zaman Ulus Gazetesine alınmış, C.H.P. li bir milletvekili de haberle ilgili bir sözlü soru önergesi vermişti. Ne haber yalandı, ne sözlü soru cevaplandırıldı, ne de memlekette en küçük bir yankı uyandı.

Gene son bir yıl içinde, İspanya’ya ihraç edilen buğdaylar meselesinde bir yolsuzluk olduğu söylentisi ortaya çıkmış, bu konuda bir sözlü soru önergesi verilmiş, seçim konuşmalarında da Ana Muhalefet Partisi Lideri bu söylentiler hakkında bir açıklama istemişti. Söylentiler yalanlanmadı, tahkikat açılmadı, sözlü soru önergesi cevaplandırılmadı, Muhalefet Liderinin istediği açıklama yapılmadı ve memlekette de en küçük bir yankı uyanmadı.

Birkaç hafta önce bazı Ankara ve İstanbul gazetelerinde yanyana iki resmî otomobil fotoğrafı çıktı. Otomobillerin markaları başka başkaydı, fakat ikisinin de önünde A 0050 plâkası vardı. Bu otomobillerden kisinin de Devlet Bakanının hizmetinde olduğu bildiriliyordu.

İki otomobile aynı plâka numarası verilemiyeceğine göre, bu plâkalardan birinin sahte olduğu açıktı. Sahte bir plâkanın vergisi ödenemiyeceğine göre otomobillerden biri için vergi ödenmediği de belli idi.

Gene, ne bir yalanlama, ne bir kovuşturma yapıldı, ne de memlekette en küçük bir yankı uyandı.

Gelişigüzel seçtiğimiz bu üç örnek hâdiseden herhangi biri demokratik bir memlekette olsa idi, skandal çıkardı, bir yahut birkaç Bakan düşerdi, hattâ belki de hükümet devrilirdi.

Bizde hiçbiri olmadı. Olamazdı da. Çünkü hiç kimse çıkıp da, meselâ, sahte plâka kullanma fiilini gramer kaidelerine göre adlandıramaz, yahut bunun bir suç olduğunu iddia edemezdi. Çünkü böyle bir iddiada bulunsa kendisine isbat hakkı tanımazdı. Nitekim biz de, haşa, böyle bir iddiada bulunmuyoruz!

Ancak, merak bu ya, yetkili makamlardan soruyoruz: Sahte plâka kullanmak neden suç değildir?

Soruyoruz ama, bir cevap alamıyacağımızı da şimdiden biliyoruz.

Kuyuda su yok ki ses çıksın!

Bülend ECEVİT  

Dosyalar

1954.08.15.RE_B.jpg
1954.08.15.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Skandal Çıkamayan Memleket,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 19 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/294 ulaşıldı.