Neden Okuma Öğreniyoruz?

Başlık: 
Neden Okuma Öğreniyoruz? 
Kaynak: 
Halkçı, "Günün Işığında", s. 3 
Tarih: 
1955-04-03 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA:

Neden okuma öğreniyoruz?

Bülend ECEVİT

Londra’da matbaa işçilerinin grevi yüzünden gazete çıkmaz olunca, kütüphaneler ödünç kitap alanlarla dolup taşmaya başlamış.

Londra’nın otobüslerinde, metrolarında, banliyö trenlerinde, hemen herkesin elinde, saatine göre ya bir sabah ya bir akşam gazetesi bulunurdu. Şimdi, gazete yokluğunda, onların yerini kitap ve dergiler almış.

Bu, İngiltere’de okumanın tütün tiryakiliği gibi bir tiryakilik olduğunu gösteriyor. Nasıl sigarasız kalmış bir tiryaki için, harman farkı gözetilmeksizin, her çeşit sigara makbul olursa, bir İngiliz de, anlaşılan okuyacak gazete bulamadı mı kitaba, kitap bulamadı mı dergiye atılıyor.

Nitekim Londra sokaklarında kitapçılar, bizdeki tütüncüler kadar sıktır.

Bir Amerikan gazetesinin Avrupa nüshasında, gazetesiz kalan Londralıların nasıl kütüphanelere hücum ettiklerini anlatan bu haberi okuduğum gün, İstanbul’da çıkan bir edebiyat dergisi de gelmişti: Değerli hikâyecilerimizden Naim Tirali’niıı 28 aydır çıkardığı ve her sayıda biraz daha olgunlaştırdığı YENİLİK dergisi...

Naim Tirali bu derginin son sayısında dert yanıyor:

«Masrafımızı bir misli arttırarak çıkardığımız YENİLİK’ın İstanbul satışı hâlen 300 nüshadır. Ve üstelik bu da Fikir ve Sanat Yayınları Dağıtma Bürosunun dağıttığı sanat dergileri içinde en çok satan bir - iki derginin eriştiği rakamdır.»

Diyemezsiniz ki halkımız edebiyat dergisi okumaz ama kitap okur... Yahut, kitap okumaz ama gazete okur.

Ne dergi, ne kitap, ne gazete!. Biz, okumıyan bir milletiz. Henüz okumanın tadına varamamış, lüzumunu kavrıyamamış, bir sürü tiryakiliklerimiz arasına okuma tiryakiliğini de katamamışız.

Kitaba, bir sinema bileti için verdiğimizden fazla parayı çok görürüz. Onun için yayınevlerimiz ancak 1 liralık kitap basabilir. Onları da satabilmek için, muhtemel müşterilerine, parasız dergi abonemalarından tutun da kostümlük kumaşa kadar olmadık armağanlar verirler.

Okuma yazma bilenler nüfusumuzun yüzde 40 ına yaklaştı diye seviniyoruz. Fakat okumıyacak olduktan sonra okuma bilmek neye yarar?

Okuma bilenlerimizden kaçı, kahveye, meyhaneye, gece eğlencesine, sohbete ayırdığı zamanın onda birini olsun okumaya da ayırıyordur? Otobüslerimizde, trenlerimizde, vapurlarımızda, kitap, dergi, gazete, ne olursa olsun, bir şey okuyan kaç kişi vardır ? Tanıdıklarınızdan kaçının evinde bir kütüphane bulursunuz?

Aylardır Türkiye’ye yabancı dillerde kitap gelmiyor.. Bu, kaç kişinin umurundadır ?

Alfabelerin en zorunu kullanan Japonya’da bugün 7 milyon, 6 milyon, 5 milyon sürümlü gazeteler vardır. Biz, okuyanlarımız çoğalsın diye alfabelerin en kolayını aldık. Ne oldu?.. Gazeteci arkadaşımız Hıfzı Topuz FORUM’da müjdeliyor: En çok sürüm yapan 4 gazetemizin tiraj toplamı 400 bine yükselmiş.

Biz, gazete bulamayınca kütüphanelere hücum edecek kadar, gazetelerinin sürümü milyonlara varacak kadar okuma tiryakisi olmuş milletlerle aramızda yüzlerce yıllık cehaletin açtığı mesafeyi bir an önce kapatmak zorunda bir milletiz. Okuyan bir millet hâline gelmeden bu mesafeyi kapatamıyacağımız da okuma bilenlerimizin malûmu olsa gerektir.

Oysa ki okumaya ayrılabilecek boş vakitleri öldürmenin en çeşitli yolları bizdedir.

Bir hocamız tembellik edenlere,

— Aptal değilsin, elbette bir maksadın olacak, derdi.

Kendi tembelliğimize bakıp bizim de içimizden o hocanın hüsnüniyetile sormak geliyor:

— Okumıyacak olduktan sonra, okuma öğrenmekten maksadımız ne idi?

Aptal değiliz, elbette bir maksadımız olacak! 

Dosyalar

1955.04.03.RE_B.jpg
1955.04.03.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“Neden Okuma Öğreniyoruz?,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 19 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/23 ulaşıldı.