İnsan ve Politika

Başlık: 
İnsan ve Politika 
Kaynak: 
Halkçı (Yeni Ulus), "Günün Işığında" 
Tarih: 
1954-01-10 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı, 152/28 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA:

İnsan ve politika

Politikayı yapan da, politikanın konusu da insandır.

Bir toplumda, politikayı yapan insanla politikanın konu olan insan değer ve önem bakımından denk geliyorsa, o toplumda demokrasi var demektir. Politikayı yapan insanın ağır bastığı toplumda diktatörlük, politikanın konusu olan insanın ağır bastığı toplumda ise anarşi vardır.

Diktatörlüklerde, politikanın konusu olan insana birey (fert) değil, birim (vahit) gözü ile bakılır. Böyle toplumlarda insan, bir matematik birimden başka bir şey değildir. Hayatına hâkim olanların, yani politikayı yapanların elinde o, kendisiyle bir değerde başka varlıklarla çarpılabilen, onlara eklenebilen yahut onlardan çıkarılabilen bir sayı gibidir.

— Ben, şu beni çarpmak istediğiniz insanlardan başkayım; nasıl bir sandalya ile beş masanın çarpısı olamazsa, beni de bu insanlarla çarpamazsınız, demeğe yetkisi yoktur. Yetkisi olmadığını bile bile ayak diretmeğe kalkarsa onun ortadan siliniver yazılmış yanlış bir sayıyı silgiyle silmek kadar kolaydır. mesi, kâğıda kurşunkalemle

Diktatörlüklerde, hesaba vurulamadığı için ortadan silinen insanlara pek çok rastlanır. O memleketlerin hapishaneleri ve tecrit kampları, böyle, birimliği kabul etmeyip birey olmakta ayak direten insanlarla doludur. Ayak diretmeği daha ileri götürenler, yurtlarından, canlarında da olurlar. İşte, Arjantin'de La Prensa gazetesinin sahibi, milyonlarca vatandaşı gibi birim-insan rolünde kalmayı kabul etmediği ve onlar gibi hesaba vurulamadığı için yurdundan olmuş birey - insan'a bir örnektir.

Diktatörlüğü savunmak için, diktatörlüklerde memleket işlerinin daha kolay yürütüldüğü, memleket ekonomisinin daha çabuk geliştiği ileri sürülebilir. Elbette öyledir. Bir toplumda vatandaşlar, yani politikanın konusu olan insanlar, birer vida, birer çivi değerine indirildikçe, o toplum bir makine gibi işlemeğe başlar. Fakat bütün makinelerde bulunan tehlike böyle toplumlarda da vardır: Makineyi işleten, yani politikayı yapan insanların küçük bir hatası, yahut herhangi bir şekilde makine başından uzaklaşmak zorunda kalmaları, makinenin aksamasına, durmasına, hattâ parçalarmasına yol açabilir.

Böyle bir duruma düşmüş bir makinenin vida ve çivileri, işliyen bir makine ahenginden kopup kurtulduktan sonra, bireyliklerini buluncaya kadar her türlü tehlikeye açıktırlar.

Bütün bu kötü ihtimaller bir yana; insanlar bir makinenin vida ve çivileri değerinde, yani birimler değerinde kaldıkça insan olarak gelişme imkânından da yoksun kalmış olurlar. Onun için insana, yani kendi kendine saygı beslemek, diktatörlüğü reddetmek için yeter sebep olmalıdır.

Diktatörlüğün başka bütün fayda ve zararlarını bu sebebin yanında önemsiz sayar hâle gelmemiş bir insan henüz demokrasiye lâyık değil demektir.

Öte yandan, politikanın konusu olan insanlara, yani idare etmekle görevli bulunduğu vatandaşlara, en az kendine beslediği kadar saygı beslemiyen bir politikacının da diktatör olmak istediği gün gibi açıktır.

Bülent ECEVİT 

Dosyalar

1954.01.10.jpg
1954.01.10_B.jpg
1954.01.10_B.txt

Koleksiyon

Etiketler

Alıntı

“İnsan ve Politika,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 19 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/145 ulaşıldı.