"Melon Şapka" Kuruntusu

Başlık: 
"Melon Şapka" Kuruntusu 
Kaynak: 
Ulus, "Günaydın" ss. 1, 2 
Tarih: 
1961-03-31 
Lokasyon: 
Rahşan Ecevit Arşivi, "Günaydın Yazı Dizisi 1960-61" 
Metin: 
GÜNAYDIN

BÜLENT ECEVİT

"Melon şapka,, kuruntusu

Türkiye henüz ekonomik kalkınmasının başlangıç safhalarında olduğu halde, isçi hakları, sosyal güvenlik dâvaları, ekonomik kalkınmanın en ileri safhasına varmış ülkelerdeki kadar zihinlere yerleşmiştir. Bu ölçüde zihinlere yerleşen dâvaların, kısa zamanda bütün bütün gerçekleşmesi önlenemez.

Bunda, işçiler kadar, aydınların, basının ve Cumhuriyet Halk Partisinin de rolü olmuştur.

Cumhuriyet Halk Partisi, kuruluşundan ve iktidar sorumluluğunu yüklenişinden itibaren, bir ulusal ekonomi kurulmasını işçi haklarının genişletilmesi ve korunması ile bir arada ele almış ve yürütmüştür. Halkçılık ve devletçilik ilkelerinin kapsamına giren sosyal adalet ve sosyal güvenlik kavramlarını devlet anlayışımızın temel unsurları arasına yerleştirmiştir. Cumhuriyet Halk Partisi saflarındaki ileri düşünceli aydınlardan pek çoğunun bu Partiye bağlılıkları, sosyal ve siyasal eğilimlerinin ifadesini bu ilkelerde bulmalarındandır.

Cumhuriyet Halk Partisi, işçi haklarının dâvacılığını, Türkiye'de bir sınıf ayrılığı ortamı ve duygusu yaratmaksızın yapmağa çalışmaktadır.

İşçilerde zorla bir sınıf ayrılığı duygusu yaratmanın, henüz küçük bir zümre olan işçileri toplumda tecrid etmekten, işçiler dışındaki zümreleri, meslek gruplarını işçinin karşısında yer almağa adetâ teşvik etmekten başka sonucu olamaz. Bu durumda, sosyal adaletin, sosyal güvenliğin tekâmülü, işçi haklarının korunması, kolaylaşacak yerde güçleşir.

Onun için, bazı işçi çevrelerinde, şeçimden sonra gelecek parti iktidarı kastedilerek,

— Grev hakkının tanınmasını melon şapkalılara bırakmayın!, gibi sloganların yerleştirilmek istenmesi kaygı vericidir.

İşçileri ayrı bir sınıf olarak düşünmeyen, düşünmek istemeyen başlara zorla melon şapka giydirip karşılarına kasketli başlar olarak, geçmek, üzerinde geniş ölçüde birleşilen bir dâvayı zorla bir ihtilâf konusu gibi göstermekten başka neye yarar?

*

Gerçi Türk işçisinin kötümserliği de haksız değildir. Demokrat Parti tarafından pek çirkin bir şekilde aldatılmıştır. Ama yalnız işçiler değil, bütün Türk Ulusu aldatılmıştır. Bu aldatılışın sonucu olarak, pek çok kimseler, hattâ geçen yılın hürriyet savaşına katılmış aydınlardan bazısı, İhtilâlden sonraki birkaç ay boyunca, bütün partilere, politikacılara ve demokrasiye karşı derin bir şüphe içine düşmüşlerdir. Ancak Türkiye'nin meselelerine artık normal demokratik mekanizma dışında bir mekanizma ile çare aranıp bulunamıyacağını gördükten, yani demokrasinin Türkiye için bir ütopya değil, gerçek bir ihtiyaç olduğunu anladıktan sonradır ki, Demokrat Parti tecrübesinin sebep olduğu bu şüphecilikten, demokrasiyi ve demokrasinin ayrılmaz unsurları olan partilerle politikacıları mutlak olarak kötü görmek eğiliminden kurtulmuşlardır. Belli ki işçi topluluklarında henüz bu şüphecilikten ve bu eğilimden bütün bütün kurtulamıyanlar vardır. Ya da işçilerin zihnine bu şüpheciliği köklü olarak yerleştirmekte şu veya bu açıdan fayda yahut menfaat umanlar vardır.

Bu yüzden, bazı Türk işçileri, kendi meşru haklarının tanınması için en elverişli siyasal ortamın hazırlanmakta olduğu şu devrede, bir takım yersiz kaygılara, üzüntülere, kızgınlıklara kapılmış görünüyorlar.

Oysa dün Temsilciler Meclisinde görüşülmeğe başlıyan yeni Anayasa Tasarısı, Türk işçisi için bir mutlu dönüm noktasıdır. Bu Anayasa Tasarısı ile, yurttaşa, ve bilhassa çalışana, emekçiye, tanınan sosyal ve iktisadî haklar ve bu hakların gerçekleştirilmesi için Devlete yüklenen ödevler, sosyal görüşü en ileri ülkelerde tanınmış haklardan daha az geniş, o ülkelerde devlete yüklenmiş ödevlerden daha hafif değildir.

Bu Anayasa Tasarısı, grev hakkını, toplu sözleşme hakkını, sendika hürriyetini teminat altına almaktadır. Bütün bu hak ve teminatlar, iktidara en kuvvetli aday olarak görünen Cumhuriyet Halk Partisinin de Türk işçisine taahhütleri arasındadır. O Cumhuriyet Halk Partisi ki işçiye hiç bir zaman verebileceğinden fazlasını vaad etmemiş, vaad ettiğini ise mutlâka vermiştir. Yani işçiyi aldatmamıştır. Hele bir, «melon şapkalılar» partisi hiç bir vakit olmamıştır.

*

Bazı işçi sözcüleri tarafından Temsilciler Meclisine yöneltilen tenkid ve tarizlere gelince, Temsilciler Meclisi, dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, herşeyin üstünde, Seçim Kanunu ve yeni Anayasayı hazırlamakla ödevlidir. Bunun için kurulmuştur. Normal demokratik rejime süratle ve güvenlikle geçişi sağlıyacak bir köprü olarak kurulmuştur. Bu köprüye fazla yük yüklememek gerekir. Fakat buna rağmen, Temsilciler Meclisinin asıl ödevlerinden vakit kalırsa, işçi haklarıyla ilgili tasarıların ön plânda ele alınmasına çalışılacağından şüphe edilmemelidir. Bu yönde muhtelif hazırlıklar vardır.

Temsilciler Meclisindeki işçi temsilcileri, işçi hakları ve dâvaları konusunda, Temsilciler Meclisinin açılışından beri, hele Bütçenin Kurucu Mecliste görüşülmesi sırasında öğünülecek bir uyanıklık ve gayret göstermişlerdir. Çalışma Bakanlığı, Sanayi Bakanlığı bütçelerinden tutun da, İstatistik Genel Müdürlüğü bütçesine kadar, işçi meselelerini ortaya sermek için her vesileyi kullanmışlardır. Uyarıcı olduğu kadar da aydınlatıcı çalışmaları ve konuşmalarıyla, sık sık, dikkatleri, henüz çözülememiş işçi dâvalarının üstünde toplamayı başarmışlardır. Temsilciler Meclisine bağlı olmayan bir Hükümetten, işçiler adına belirttikleri istekleri elde edememiş olmalarını öne sürüp de onları kınamak, hele bazı gazete, dergi sütunlarında, onları, Temsilciler Meclisine girince işçiyi unutmakla itham etmek, haksızlıktır.

Yalnız işçilerin değil, daha birçok yurttaşların, meslek gruplarının, kimi yüzyıllardan kimi yıllardan beri birike gelmiş bütün dertler, bütün meseleler şu birkaç aylık nazik intikal devresinde halledilsin diye beklemeleri ise, biraz fazla sabırsızlıktır.

Normal demokratik rejimin, işçiye en geniş haklar tanıyacağına inandığımız bir Anayasa temeli üzerinde kuruluşuna pek az zaman kalmıştır. Türk işçisini ezmek pahasına, ondan meşru ve medeni haklarını esirgemek pahasına bir iktisadî kalkınma, o rejim içinde ve o teminat altında kolay kolay hayal bile edilemiyecektir.

Gönül ister ki ruhlarda ve düşüncelerde buna rağmen bir «melon şapkalı - kasketli» ikiliği yaratmağa çalışılmasın! 

Dosyalar

1961.03.31.RE_B1.jpg
1961.03.31.RE_B2.jpg
1961.03.31.RE_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“"Melon Şapka" Kuruntusu,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1364 ulaşıldı.