4 Ağustos

Başlık: 
4 Ağustos 
Kaynak: 
Ulus, "Günün Işığında" No 12931, ss. 1, 5 
Tarih: 
1959-08-04 
Lokasyon: 
Atatürk Kitaplığı 
Metin: 
GÜNÜN IŞIĞINDA

4 AĞUSTOS

Bülent ECEVİT

«Nurlu istikbal» denen seraba doğru pusulasız, dolu dizgin koşuşun bir çöl karanlığında nefesi tükenip büyük bir sarsıntıyla duruverdiği gün üstünden bir yıl geçti.

Geçimini alın teriyle kazanan insanlar, bugün, bir yıl öncekinden daha sıkı bir darlık içinde. Yeni gelişen endüstri kollarından bir çoğunda fabrikalar kapanmış veya kapanmak üzere. Kapanan fabrikaları ham madde ile besleyen köylü müşterisiz. Kapanan fabrikalarda çalışan işçiler işsiz.

Fiyatlar hâlâ «daha yüksek seviyede istikrar»a doğru yükseliyor.

Yatırımlarda ve istihsalde düşüş... İhracatta düşüş... Artan ancak fiyatlar ve borç.

Bütün bunların sorumluları da hâlâ halka «refah içindesiniz» diyebilecek kadar ya halktan habersiz ya halkın ıstırabına karşı duygusuz.

***

4 Ağustos 1958 den itibaren, bize yardım eli uzatan dostların koştuğu şartlara uyularak alınan, para değerinin düşürülmesi, piyasaya az para sürülmesi, satın alma gücünün kısılması, kredilerin daraltılması gibi frenleyici «istikrar tedbîrleri» ile, memleket ekonomisinin düştüğü çıkmazda büsbütün ilerlemesi - o tedbirler bir yıldır olduğundan daha hesaplı ve âhenkli yürütülmek şartiyle - durdurulabilirdi; fakat yalnız o frenleyici tedbirlerle memleket ekonomisinin yeni bir hız kazanıp 1958 de düştüğü çıkmazdan kurtuluş yoluna girmesi elbette beklenemezdi.

Böyle tedbirler, istihsali ve ihracatı arttırıcı, verimli, iyi hesaplanmış bir çalışma programına bağlanmadıkça, elbette bir umut ışığı getiremezdi. Halkın tahammülü, bir yıldır, bir yayın sonuna kadar gerilişi gibi gerildi; ama ileri fırlatılacak ok zamanında hazırlanmadıktan, okun hedefi iyice hesaplanmadıktan sonra, bu geriliş neye yarardı?

Bizi 4 Ağustos 1958'e getiren, bu iktidarın plân ve programı kabûl edemiyen zihniyeti, kabûl etmek zorunda kalsa bile hazırlayıp uygulayamıyan davranışı idi. Ayni zihniyet ve davranış bizi nasıl 4 Ağustos 1958’de saplandığımız çıkmazdan kurtarabilirdi?

Tersine, bu çıkmazdan milletçe kurtulabilmemiz önünde en büyük engel, bizi o çıkmaza sokan kimselerin, hiç değişmediği ve değişmeyeceği görülen zihniyet ve davranışıdır.

***

Çıkmazdan kurtulma gücünü toplayabilmek için, bir miktar daha pahalılık belki çaresizdi; ama halka karşı sorumlu bir idareden, böyle aşırı bir pahalılığın yükünü halk arasında adilâne dağıtacak tedbirler alması beklenirdi. Bir miktar işsizlik belki önlenemezdi; ama işsiz kalacaklara yaşama imkânı hazırlanabilirdi.

Mesalâ, iktisadî hayatta bir an önce istikrar sağlama, istihsal ve verimi en kısa yoldan artırma zaruretlerinin, şimdilik en sona bırakılmasını, hattâ bir süre unutulmasını gerektirdiği yıkım ve gösterişçi «imar» işlerine harcanan yüz milyonlarla, veya turistik resmî geziler için denize dökülen milyonlarla, bir işsizlik fonu kurulabilirdi. Oysa, böyle bir yol tutulmak şöyle dursun, İşçi Sigortaları Kurumunun, işçi hakkı olan parası bile. hâlâ, en verimsiz yatırım alanı olan «imar» a yatırılmaktadır.

En güç durumdaki insanlardan insan takati üstünde feragat ve fedakârlık bekleyen iktidar, kendisi her türlü israfa devam etmektedir.

Kredi darlığından fabrikalar kapanırken, avans alamıyan pancar yetiştirici köylü çaresizlik içinde kıvranırken, ünlü çimento fabrikalarından bazısı işçilerine para yerine çimento vermek zorunda kalırken, meselâ Ankara’da, bir Maltepe’nin alçaltılıp yeniden yükseltilmesi uğrunda yüzbinler, İstanbul’da bir kaprise feda edilen Bezayıt Alanının eski durumuna getirilmesi için milyonlar toprağa gömülmektedir. Her bir kuruşun, hele yabancı parasından her santimin en verimli iş alanlarına ve zaruri ihtiyaçlara ayrılması gereken bir zamanda, hayatî ilâçlar yerine viski getirtilmekte, o viskiler içilip Boğaziçine asma köprü hayalleri kurulmaktadır.

Ekonomik hayatın özel kesimi, çelişen kararlarla, yıkıcı ölçülere varan kısıntılarla şaşkınlığa ve çaresizliğe düşürülürken, partizanlığın her gün biraz daha verimsizleştirdiği devlet kesimine, «istikrar tedbirleri» ni alt üst edici imkânlar sağlanmaktadır.

Hükümeti Meclis ve basın yoluyla gereği gibi denetleme yollarının sımsıkı kapalı tutulması, devlet hayatında israfı ve yolsuzluğu önleyici demokratik mekanizmanın işlemesini hâlâ imkânsız kılmaktadır.

***

4 Ağustos 1958 den bu yana, bir yıldır alınan tedbirlere rağmen, ne bir ferahlık belirtisi, ne bir umut ışığı görüldü.

4 Ağustos 1958, bu iktidar ekibinin iktisadî hayatta bize getirdiği bir kara gündü.

Milleti kara güne getirenler, kara günde milletin dostu ve kurtarıcısı olamazlardı. Olamamışlardır! 

Dosyalar

1959.08.04.jpg
1959.08.04_B1.jpg
1959.08.04_A.jpg
1959.08.04_B2.jpg
1959.08.04_B.txt

Koleksiyon

Alıntı

“4 Ağustos,” Bülent Ecevit Yazıları 1950-1961, 24 Nisan 2024, https://ecevityazilari.org/items/show/1038 ulaşıldı.